Alkışlarla Karşılanan Ayşe Barım’ın Savunması Açıklandı! İşte Detaylar

Menajer Ayşe Barım, Gezi Parkı olayları sırasında sanatçıları eylemlere katılımda yönlendirdiği ve bu olayların organizatörlerinden biri olduğu iddialarıyla 30 yıla kadar hapis istemiyle duruşmaya çıkarıldı. İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşen duruşmada, tutuklu sanık Barım ve avukatları hazır bulundu.

ÜNLÜ İSİMLER ADLİYEDE BİR ARAYA GELDİ

Aralarında Hande Erçel, Serenay Sarıkaya, Halit Ergenç, Bergüzar Korel, Merve Dizdar, Ezgi Mola ve Birce Akalay’ın da bulunduğu çok sayıda ünlü, Ayşe Barım’ın duruşmasını izlemek amacıyla adliyeye geldi.

ALKIŞLARLA KARŞILANDI

Duruşma salonuna sanık Barım getirildiğinde, izleyiciler "Hoş geldin Ayşe" sloganlarıyla onu alkışladı. Duruşma, kimlik tespiti işlemleriyle devam etti.

Duygusal Anlar Yaşadı

Mahkemede ifade veren Barım, hakkındaki karalama kampanyasının sürdüğünü belirterek, "Benimle ilgili tüm iddialar tamamen asılsız. Sosyal medyada kimliği belirsiz bazı kişiler tarafından yayıldı. Boğaziçi Üniversitesi'nden mezun olduktan sonra Londra’da iletişim eğitimi aldım ve 2002’de ID İletişim adlı menajerlik şirketimi kurdum. Ocak ayında benim üzerime bir karalama kampanyası başlatıldı." şeklinde konuştu.

“AĞIR BİR SUÇLAMAYLA KARŞI KARŞIYIM”

Duruşmada kendini savunan Ayşe Barım, yöneltilen iddiaların yanlış olduğunu belirterek, "Ani bir şekilde, aşağılayıcı iftiralarla dolu bir karalama kampanyası başlatıldı. Genç bir kadın oyuncумен ilişkilendirilerek, gayri ahlaki bir kazanç amacıyla suçlandım. Bu iftiradan sonra sektördeken kötü bir imaj yaratarak beni tekelci ve suçlu hale getirmek istediler. Gezi Parkı olayları 12 yıl önce yaşandı ve bu süreçte adım ne 'şüpheli' ne de 'tanık' olarak geçmedi; ancak birden bire nasıl suçlandığımı anlayamıyorum. Bu kadar ağır bir itham altında kalmak benim için yıkıcı." dedi.

"GEZİ PARKI’NA KENDİ İRADELERİYLE GİTTİLER"

Barım, savunmasına şöyle devam etti: "O dönemde ID İletişim bünyesinde 43 oyuncu vardı; bu oyunculardan sadece 12'si Gezi Parkı’na gitmeyi tercih etti. Kendi iradeleriyle gidenlerdi. Ben yalnızca bir kez, oyuncularım oraya gitme kararı aldığında katıldım. O sırada Muhteşem Yüzyıl dizisinde çalışan bazı oyuncular, set üzerinde spontane bir şekilde Gezi Parkı'nı ziyaret etmeye karar verdi. Onlar gittikçe ben de katıldım. Basın açıklaması da spontane bir şekilde yapıldı; bir megafon bulundu ve medyanın orada olmasıyla açıklama gerçekleştirildi. Bizimle çalışmayan oyuncuların da tanıklığına dayanarak, sanki tüm bunları ben organize etmişim gibi göstermeleri yanlış." ifadelerini kullandı.

“BEN ONLARIN PATRONU DEĞİLİM”

Barım, işini iyi bilen bir menajer olduğunu vurgulayarak, "Suçlamaları kesinlikle kabul etmiyorum. Sanatçılar benimle çalışıyorlar ama ben onların patronu değilim. Sonuç olarak hiçbir oyuncuyu Gezi Parkı'na yönlendirmedim. Yalnızca oyuncularım oradayken ben de bulundum. Daha önce de benzer durumlardaydı, örneğin 15 Temmuz sonrası gerçekleştirdiğim demokrasi mitingi gibi veya, 6 Şubat depremlerinin ardından yardımlar yapılırken oyuncularımla birlikte olmam gibi. Hiçbir zaman bir siyasi aktivist olmadım. Bu konularda oldukça dikkatliyim. Onurum, itibarım ve ülke sevgim bu şekilde ayaklar altına alınmasına itiraz ediyorum. Şu an 6 farklı sağlık sorunuyla mücadele ediyorum." dedi.

“İTİBARIM YERLE YER OLDUM”

Bir üye hakim, "Menajer olarak Gezi Parkı'na katılmayın deseydiniz, sanatçılar buna uyar mıydı?" şeklinde bir soru yöneltti. Savunması sırasında duygusal anlar yaşayan Ayşe Barım, "Hiçbir suçu işlemedim. Yaşam hakkım elimden alındı. İtibarım ve her şeyim yok oldu. Adaletinize güveniyorum." dedi. Mahkeme heyeti, Barım'a yöneltilen sorunun ardından, "Eğer bunu söyleseydiniz, sanatçılar buna uyar mıydı?" diye sordu. Barım, "Fikrimi her zaman belirtirim. Ancak sanatçılar kendi mesleki ve bireysel kararlarını alır." yanıtını verdi. Duruşmaya bir saat ara verildi.

TUTUKLULUK DURUMU SÜRECEK

Ayşe Barım'ın davasının ilk duruşması bugün İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde gerçekleşti. Barım hakkında tutukluluğuna devam kararı verildi.